Kayıtlar

DEDEM BİR KİRAZ AĞACI

Resim
DEDEM BİR KİRAZ AĞACI Tonino 4 yaşında anaokuluna giden bir çocuktur. İki dedesi ve iki ninesi vardır. Babasının annesi ve babası onlarla aynı apartmanda yani şehirde yaşamaktadır. Dedesi Antonietta ve babaannesi Luigi’ydi. Köyde yaşayan anneannesinin ismi Teodolinda ,dedesinin ismi de Ottaviano’ydu.Şehirde yaşayan ninesi ve dedesini sık sık görmektedir. Onların bir de Floppy adında bir de köpekleri var. Onu her sabah yürüyüşe çıkartırken her zaman Tonino ile karşılaşırlar. Tonino pek dedesi ve babaannesini sevmez. Köyde yaşayan ninesini ve dedesini daha samimi bulur ve daha çok sever. Kırk kilometre uzakta oturdukları için ancak cumartesi günleri gidebilmekteler. Annesi eski eşyaların satıldığı bir dükkana ortak ,babası ise mühendis olduğundan dolayı pek Tonino’ya vakit ayıramıyorlar. Köye gittiklerinde anneannesinin Alfonsina adında bir kazı var. Onu çok severdi. Ayrıca tavukları falanda vardır. Dedesinin çok güzel bir bostanı var. Tonino’nun annesi Felicita doğduğunda bahçeye bir ki...

YÜREKDEDE İLE PADİŞAH

Resim
YÜREKDEDE İLE PADİŞAH Yürekdede eşi Ayşe Nine’nin yanına gelir ve ertesi gün tekrar yollara düşmeye karar verirler. Ancak develerin olmaması nedeniyle gitmek istedikleri yolun dörtte birini bile gidememekten bıkmışlar ve oldukları yerde kalmaya karar vermişler. Çadırı kurmak için kazıkları sürmeye başlarlar. Ancak, son kazığı kullanamazlar. Orada bir taşın kaldırılması gerekir. Yürekdede taşı çıkarmak için kazarken topraktan bir kazan çıkar. Ayrıca bir tanım içerir. Allah’tan gönülden istenmenin doğru karar olduğunu bir kez daha anlar ve şükreder. Kazanın içindekileri fakirlerle paylaşmak için şehre geri döner. Gelirken yanına sadece bir deve alır. Güzel kış mevsimine rağmen, aşırı ve bunaltıcı sıcaklar nedeniyle yazın insanların yaylalara gittiği bir köy vardı. Yürek Hasan adında bir genç yaşarmış. Kendisine bu ismin neden verildiği bilinmemekle birlikte Yürek Hasan çok merhametli bir insandı. Eşi Ayşe de kendisi gibi bu köylülerde doğup büyümüştür. Kışın köyde, yazın yaylada zaman bö...

KAŞAĞI

Resim
 KAŞAĞI Ailesiyle birlikte büyük bir çiftlikte yaşayan ve mutlu bir çocuk olan Ömer, çiftlikte birçok hayvanı da çok sever. Ancak atların yeri onda ayrıdır. En çok atları sever ve onları sık sık tarar. Onun sık sık atları kaşımasına Dadaruh izin vermez. Çünkü Ömer çok küçüktür.  Ömer değerli bir kaşağı alarak atların yanına gider. Atları bu kaşağı ile taraması atları huysuzlaştırır. Hasan ise bunu görerek atlara zarar verdiğini düşünür. Sinirlenen Ömer bu kaşağının uçlarını taşla ezerek kullanılamaz hale getirir.Ertesi gün ahıra uğrayan babaları ise yepyeni kaşağının kullanılamaz hale geldiğini görür. Babası önce at bakıcısı Dadaruh'a ne olduğunu sorar ancak o bilmediğini söyleyince hemen Ömer'e döner. Ömer ise kaşağıyı Hasan'ın kırdığını söyler. Babası Hasan'a sorunca o bilmediğini söyler.Babası Hasan'ın yalan söylediğini görünce daha çok sinirlenir ve ona tokat atarak bir daha ahıra girmesini yasaklar. Aradan geçen onca zaman sonra hala Hasan'ın ahıra girmesi ...

ŞEKER PORTAKALI

Resim
ŞEKER PORTAKALI Henüz 5 yaşında olan Zeze, oldukça yaramazdır. Aynı zamanda oldukça da duygusal olan Zeze'nin hayal gücü çok da gelişmiştir. Yeni eve taşındıklarında çok üzülen Zeze, bahçede gördüğü Şeker Portakalını kendine arkadaş edinir.  Ona tüm gününü ve hayallerini anlatır. Yılbaşı geldiğinde Zeze hediye beklentisine girse de yoksul olan babasının ona hediye alacak gücü yoktur. Babasını bu yüzden üzdüğünü görünce çok üzülür ve çalışarak babasına filtreli sigara alıp hediye eder.  Zeze bir gün sokak şarkıcısı Arivaldo ile karşılaşınca onunla şarkılar söylemeye başlar. Zezee'nin babası ise şarkı sözlerini müstehcen bulduğu için onunla görüşmesini istemez. Buna rağmen şarkı söylemeye devam edince babası onu kemerle döver. Bunun üzerine Zeze, artık onun oğlu olmak istemediğini söyler.Sürekli yaramazlık yaptığı için ailesinde sürekli dayak yiyen Zeze bir gün ablası ve abisi tarafından öyle bir dayak yer ki yerinden kalkamayacak hale gelir. Geçmişte arabasını çaldığı Portekizl...

SOL AYAĞIM

Resim
 SOL AYAĞIM   Christy Brown 23 çocuk dünyaya getiren bir annenin hayatta kalan 13 çocuğundan biri olarak 1932 yılında dünyaya gelir. Christy daha doğduğu andan itibaren sağlık sorunlarıyla boğuşmaya başlar. Annesi daha Chrtisy daha üç aylıkken  yemek  yerken kafasını kontrol edemediğini, ellerini hep yumruk şeklinde tuttuğunu ve yastık yardımı olmadan oturamadığını fark etmiş. Aynı zamanda Christy’in akranları gibi konuşamıyor ve vücudunun sağ tarafını kullanamıyordur.   Christy’nin annesi oğlunda bir gariplik olduğunuz seziyor olsa da doktorların koyduğu özürlü teşhisini hiçbir zaman kabul etmez. Christy Brown bir gün kardeşiyle  oyun  oynarken yerdeki boyayı sol ayağı ile alıp resim yapmaya başlar. Christy’nin bu yeteneği ona bakan Katriana Delahaut tarafından fark edilir ve Katriana Christy’nin yaptığı resmi yarışmaya gönderir. Christy yarışmayı kazanır. Resim yapmayı çok sevse de zaman içerisinde sıkılarak hikaye yazmaya başlayan Christy bu dö...